Süper Lig

Faruk Koca: Aday olmayacağım

MKE Ankaragücü Kulübü’nün 20 Mayıs perşembe günü yapılacak olağan genel kurulunda başkanlığa kesinlikle aday olmayacağını ifade eden Faruk Koca, yaşanan süreç ile ilgili detayları anlattı.

MKE Ankaragücü Kulübü Başkanı Fatih Mert ile hiçbir problemi olmadığını belirten Faruk Koca, “Ben bir yıldır kongre istiyorum. Bu yönetimle bu kulübün yönetilemeyeceğini biliyordum. Çalışanından, her şeyine kadar pislik dolu. Kontrolü sizde olmayan bir kulübü yönetebilir misiniz? Kongre istedim yapamadık. Kendi siyasi kimliğim ile de sadece kulübe katkı sağladım ama kulüp üzerinden asla siyaset yapmadım, yapmam. Bu kulübe hangi siyasi parti destek olursa teşekkür ederiz. Her türlü görüşten insanlara kucak açtık burası ortak. Tüm çıplağıyla açık bunlar” dedi.

“Kilit vurulacak kulübü dışarıdan gelen bir adam olarak önledim”

Sarı-lacivertli kulübün kapısına kilit vurulmak üzereyken yönetime geldiğini dile getiren Faruk Koca’nın açıklamaları şöyle:

“Ben 15 aydır yönetimdeyim iddia ediyorum kimse benim kadar Ankaragüçlü değil. Ankaragüçlü olmak nedir? Bu kavramı mı kullanmak bağırıp çağırmak mı? Benim yaptığım kadar kim yaptı? Soruyorum, kim yaptı? 30 yıldır Ankaragüçlüyüm diye nara atanlar var hepsine meydan okuyorum. Kilit vurulacak kulübü dışarıdan gelen bir adam olarak önledim. Tevazu gösteremiyorum. Ben Ankaragücü ile ilgilenmiyorum. Net bir şey söylüyorum benim dışımda Ankaragüçlü yok. Fatih Mert ile sorunum yok. Dört maç gitmedim maçlara. Malatya maçında uyardım dinlemediler. Bütün makbuzları vereceğim. Özellikle kulübün borçları TL olarak söylenen borçlar yanlış bir sunum. 270-290 gibi bir borç söyleniyor peki biz 23 milyon Euro’yu biz kime ödedik? Sırf 23 milyon Euro transfer yasağına konu olan futbolculara ödenen para, hala da kulübün borçları var. 23 milyon Euro borç ödüyorsunuz ve ödediğiniz borcun %22 de ekstra stopaj vergisi çıkıyor. Hem caza ödüyorsunuz hem de cezanın da vergisi çıkıyor. Biz bunları ödemişiz, yaklaşık her ay 12-13 milyon da cari gider var. Bunları da ödemişiz, bunları öderken de şu anda kulübün borçları yok mu, var tabii ki. Şimdi siz o gün 295 milyon lira borç var dediğinizde Euro 6 TL bugün ise 10,5 TL. Futbolculara olan borcun tamamına yakını da Euro oldu. Bakın ben söylüyorum 39 tane dosya var, transfer yasağına konu olan dosyaların kapatmasından dolayı 23 milyon Euro ceza ödedik. Ben bu futbolcuların hiçbirini tanımıyorum, bilmiyorum. 99 dakika oynayan bir futbolcuya 2 milyon ceza ödendi.”

“14 milyon prim ödedim”

“Düşen bir takıma 14 milyon lira prim ödemişim. Prim listesi elimde var. Bunların hepsini size vereceğim. Hatta en son gelen prim listesini vereyim. Kasımpaşa maçı öncesinde teknik kadroya ve futbolculara prim dağıttım. Net söylüyorum gelsin bir tane futbolcu ya da teknik ekipten bir arkadaş bunu inkar etsin. Bir de prim alacağı diye bir şey mi olur? Prim yöneticinin, yönetimin motivasyonudur bu sorgulanır mı? Sezonda maaş alamayan futbolcular oldu ancak hayati önem taşımamakta. Çağırırsınız takım kaptanını lig başında. Biz 25 bin TL prim açıklamışız galibiyete, beraberliğe de dış beraberliğe 15 bin iç beraberlik yoktu ama biz verdik 10 bin TL. Bizim sistemimiz bu.”

Faruk Koca neden küstü?

“Bakın beni Konya’dan arıyorlar haberim yok. 30 bin lira prim yatmış benim haberim yok prim yattığından. Bu prim neden 30 bin lira da 50 bin lira değil. Diyorum ki benim haberim yok ama bu takımın primi zaten 25 bin lira, 30 bin lira yatmış. Ben dört maç için 50’şer bin lira prim açıkladım. Normalde sistemim 25 ama 4 maç için 50 bin lira vermişim. Beyefendiler ya da onu arayanlar sezon sonuna kadar 50 bin lira prim beklentisi içinde. Açıkladığım prim 25 ama 5 fazla yatmış 30 yatmış. Niye 50 bin değil diye futbolcular soruyor, o soruyor, bu soruyor. Bu sorulacak soru mu? Ben geçen sene Rize maçında 10 bin Euro prim verdim takım küme düştü. Ben prim vereceğim takım küme düşecek bu doğru mu yani? O zaman dediler bize 50 bin lira prim açıklayın Denizli maçında kalma sözü veriyoruz. Sözü verenler istifa ettik de kabul edilmedi diyor. Ben 50 bin lira prim verdim hani kalma sözü verenler nerede? Hani takım nerede? Bütün primleri yatırdım hepsini yatırdım. Ben buradayım 2 tane de yönetici var. Kulübün mali sorunlarını görüşmek için program yapıyoruz birlikte Malatya maçıydı. Yönetici olarak takımın kötü gidişatını sorma hakkım yok mu? İşte ben sorduğum için kavga çıktı. Hayır diyorlar takım kötü gitmiyor sana o aklı veren kim? Böyle bir soru mu var? Emre diye bir çocuk üzerinden akıl hocam oldu. Emre de yok burada. Benim kimlerle çalışacağımı başkasının sorma hakkı var mı, ben herkesle çalışırım. Ben futbol camiasının içinden gelen biri değilim. Bir futbolcu ile ilgili karar vereceğin zaman bilmezsin ne yaparsın? Ben çapraz sorgulama yaptım bunlardan biri de Emre diye bir arkadaş. Futbol camiasının içinden gelen biri. Emre benim akıl hocam değil ben sadece bir soru sordum.”

“Başarısız olduk”

“Nihayetinde başarısızız. Nedeni ne olursa olsun sorumluluk yönetime aittir. Sorumluluğun yönetime ait olduğu bir anlayışta, yöneticinin, teknik heyete soru sorma hakkı yok değil mi? Böyle bir şey olur mu? Bunu sorduğunuz için hedef tahtası oluyorsunuz. Denizli maçında çıktık yarın hocadan rapor ve izah isteyelim dedik. Aldık mı bunu? Alamadık nedeni neydi aman hocaya dokunulmasın.”

“Bir yıl hiçbir şeye karışmadım”

“Ben futbol camiasına yeni giren bir adamım. Bir yıl hiçbir şeye karışmadım net söylüyorum. Müdahalem olmadı. Transferlere dahil olmadım. Sadece Geraldo ve Badji’ye dahil oldum. Geçen seneden de Atakan. Kontrol ile ilgili bir şey diyemem insanlar konuşur. Ben hiç hakem demedim hep kendi oyuncumu eleştirdim.”

“Oyuncular arasında ayrımcılık yapmadık”

“Hiçbir oyuncumuz arasında ayrımcılık yapmadık. Kimseye şunu oynatın bunu oynatmayın demem. Emre Yıldız’ın getirdiği Geraldo’nun maaşının düzenli ödendiği ama diğerlerinin sıkıntı yarattığı söylendi eski futbolcular tarafından. Kime para ödenmemiş burada? 100 milyon ödeme yapması gereken kulüp 75 milyon ödeme yapmış, nasıl ödenmemiş? Nasıl bu sorunun muhatabı oluyoruz biz? Sarlija’nın alacağı var. Müsaade istedi biz de verdik. Alacağını alıyor şu an cezai bir işlemi yok. Bir zararımız olmadı buradan. Kulüp zarar etmedi.”

“220 milyon borç var”

“Ankaragücü Kulübü’ne ben 30 milyon şahsi para verdim 22 milyon da bankaya kefil oldum. Toplamda 52 milyon ben verdim. Totalde borç her şey dahil 220 milyon civarındadır. Sadece onlar değil. Bu kulübe benim dönemimde 180-190 milyon bağış geldi.”

“Vicdanım çok rahat”

“Ben her şeyi yaptım vicdanen rahatım, ama huzursuz muyum evet huzursuzum. Her şeyi yapmış olmam sorumluluktan kurtulmam anlamına gelmez. Suçlu kimse müdahale etmem lazım, ben ikaz ettim ama dikkate alınmadı. Ben yalnız bir şey yapmadım. Hep beraber yaptık, bir tek Badji’yi ben getirdim. O konuda sorumluluğu alıyorum. 4 tane hoca geldi birinci lig hocası. Sonuç ne oldu? Hep aynı kriterlerle hoca getiriyoruz sonuç alamıyoruz. Ben Mustafa Dalcıyı istiyorum dedim inisiyatif aldım. Bizlerin yatacak yeri yok hocaya hocalık yaptırmadık, aşağıladık biz altını boşalttık ve o buna sabretti. Kasımpaşa maçında affını istedi, vermedik en son ‘Denizli maçında beni bağışlayın’ dedi.”

“Kümede kalmak için hocaya prim verdik”

“Ankaragücü’nün zaten kendisi bir kriz, önemli olan krizleri yönetmek. Ben yönetemedim net söylüyorum. İnisiyatif alalım dedim. Hikmet Karaman’ı aldık, niye aldık? Kümede kalmak için kümede kalması için hocaya prim bile verdik, verecektik yani. Takımı teslim ettik 10 maç iyi gitti, 10 maç kötü gitti. Tedbir almak istedim ama alamadım sözleşmeden dolayı. Ben sözleşmelerde hep dikkat ettim. Yarın takım başarısız olursa, hoca giderse ne olacak? Bir yıl tazminat mı ödeyeceğim? Fuat Çapa imzalamıyor dediler ‘imzalamasın’ dedim. Takım başarısız olursa neden tazminat ödeyeyim? Bütün hocalarla oyuncularla böyle sözleşme yapılmış ben buna taş koydum bu yüzden istemeyen adam oldum kulüpte. Kirli işlere müsaade etmedim. Kesinlikle kirli iş olmadı. Geçmiş yönetimi eleştiriyoruz. Neden? Futbolcu 90 dakika oynamış tazminat alıyor, ceza ödeniyor. Faruk Koca olarak inisiyatif kullandığım bir oyuncuya tazminat ödemedim. Hoca getiriliyorsa yetkiyi hocaya verirsiniz ve arkasında durursunuz hesabını da sorarsınız. Hocaların arkasında durduk olmadı, yetki verdik olmadı. Hepsine aynı yetkiyi, desteği verdik. En çok yetki Hikmet Karaman’a verildi. Tüm sorumluluk hocasıyla futbolcusuyla bize ait. Ben yöneticiyim sorumluluk alıyorum evet ama takımı ben düşürmedim. Takımı ben mi oynattım futbolcuyu ben mi kadroya aldım. Saba oynamıyor diyorlar? O oynamıyorsa başkasını oynatın demek müdahale mi oluyor?” 

Etiketler
İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı