Beşiktaş

“Kimse bizden uçuk kaçık transferler beklemesin”

Çebi, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Spor Masası’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Beşiktaş’ın şampiyonluktan başka amacının olamayacağını belirten Çebi, “Sezonu üçüncü bitirdik. Keşke şampiyon olabilseydik. Sergen Yalçın ile şampiyon da olabiliyorduk. Kaybettiğimiz abuk subuk maçlar olmasa şu anda şampiyonduk. Süper Lig’de 13’üncülükten 3’üncülüğe çıkmak başarıdır ama şampiyon olamamak da bizim için mutsuzluk kaynağıdır.” dedi.

Yönetime takımın yapısının oluşmasının ardından geldiklerini aktaran Çebi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üst üste 6-7 galibiyetle takım toparladı, daha sonra düşüşe geçtik. Abdullah Avcı ile yollarımızı ayırdık. O da bu kararın doğru olduğunu düşündü. Takdiri yönetim kuruluna bırakmıştı. Cesaretle bunu göğüsledik. Sergen hocayı çağırdık. Beşiktaş’ın çocuğu olması pazarlık konusunda elimizi güçlendiren konuydu. Ekonomik koşullar nedeniyle camianın öze dönüş konusunda beklentisi vardı. Hocayı bu şekilde tercih ettik ve göreve getirdik. Doğru da yapmışız. Yönetim kurulunun başarısıdır. Sezon ortasında hocayı göndermek, yenisini almak önemli karardı. Biz bu kararı aldık, doğru yapmışız. İyi oldu.”

Sergen Yalçın’ın sürekli kazanma arzusuyla hareket ettiğini vurgulayan Çebi, “Sergen hocanın hücum futboluna yönelik, sürekli gol arayan bir futbol anlayışı var. Bunlar teknik taktik konular. Sergen hocamızın bizim için en önemli tarafı Beşiktaş’ın gençlerine de değer vereceğini bize hissettirmiş olmasıdır. Hocamızla aramızda sorun yok, ikimiz de aynı şeyleri düşünüyoruz.” diye konuştu.

Sergen Yalçın’ın uzun süre Beşiktaş’ta çalışmasını arzu ettiklerini anlatan Çebi, “Temennim Sergen Yalçın, camı kırınca lazım olanlardan olmasın. Ömrünü Beşiktaş’ta geçirsin istiyoruz. Başarılı olacak. İnşallah başarıları burada yaşar, emekliliği de burada yapar. Arzum, temennim bu.” değerlendirmesinde bulundu.

 “Anadolu kulüpleriyle neredeyse aynı seviyeye geldik”

Süper Lig’de son 10 yılda iki farklı şampiyon çıktığının hatırlatılması ve Türk futbolunda bir eksen kaymasının olup olmadığının sorulması üzerine Çebi, şunları söyledi:

“Haksız rekabet her zaman için sağlıksız bir şeydir. Uzun süre Türk futbolunda haksız rekabet olduğunu söyleyebiliriz. Yüzde yüz değil ama insanın aklına bu geliyor. Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın, Trabzonspor’un imkanları biraz daha fazlaydı. Dolayısıyla transferlerde daha fazla eli açık davranabiliyorsunuz. Taraftarı az, sponsorlukları fazla olmayan Anadolu kulüpleri aynı harcamayı yapamıyor. Bugüne kadar bunu yaşadık.”

Beşiktaş’ın, Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın ekonomik anlamda güçlü olmasının transferde bir rahatlık yaşattığını kaydeden Çebi, “Artık o paralar olmayınca futbol ekonomisi buna izin vermiyor. Fuzuli harcamalara müsaade etmiyor. Bu olmayınca Anadolu kulüpleriyle neredeyse aynı seviyeye geldik. Anadolu takımına düşük parayla gelen ama ücretini alan oyuncu daha mutlu oynayabiliyor. Büyük paralarla gelen ama alamayanlar mutsuzluk yaşayabiliyor. Bu ekonomik şartlarda bütün takımların birbirleriyle dişe diş mücadele edebileceğini düşünüyorum.” diye konuştu.

“Beşiktaş’ı derleyip toparladığımda görevimi yapmış olacağım”

Yönetim olarak ekonomiyi düzeltmek istediklerini anlatan Çebi, “Düzelmiş ekonomiyle başarılı sportif sonuçlar almaya devam edeceğiz. Benim hep parayı ve sıkıntıları konuştuğumu söylüyorlar. Ben bunları söylemeye devam edeceğim. Camia son genel kurulda beyaz yalan söyleyenlerle şeffaflık arasında seçim yaptı. Ben şeffaf olmaya devam edeceğim. Taraftarımı ailenin parçası olarak görüyorum. Ailenin dertleriyle ilgilenmek istemeyen, paylaşmak istemeyen o ailenin parçası olamaz. Ağlamaya devam edeceğim. Bir ailenin içinde acı ve güzel günler olabilir. Sadece güzel günler yaşamak isteyenlerin Allah yolunu açık etsin. Bana kızsınlar önemli değil.” ifadelerini kullandı. 

“Ağlamayan bir başkanları inşallah ileride olacak.” diyen Çebi, “Beşiktaş’ı derleyip toparladığımda görevimi yapmış olacağım. İnşallah ileride işleri oturmuş, çok iyi giden, ağlamayan bir başkanları olur. Bizim yaptığımız ağlamak değil. Ağlamıyoruz, durum tespiti yapıyoruz. Durumu anlatmaya devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Yeni yapılanmada altyapının önemine değinen Çebi, “Almanya, Hollanda, Afrika’dan da çocuklar olabilir. Kendi altyapımızdan çocuklara da yer vermemiz lazım. Altyapımızdan yeteri kadar çocuk maalesef yer almamış. Uzun vadeli düşünüyoruz. Biz popülist politikalarla gelmedik. ‘Uçaklara 3-5 milyonluk çocukları koyalım, şov yapalım’ diye gelmedik.” şeklinde konuştu. 

Pandemi döneminde küme düşmenin kaldırılmasıyla ilgili görüşlerini başkanların yer aldığı sosyal medya grubunda daha evvel de paylaştığını belirten Çebi, “Sezon bitmediği için eleştirildim. Ama şimdi sezon bitti, rahatlıkla ifade ediyorum. Ben gerçekten pandemi döneminde küme düşmenin olmasını istemiyorum. Bu dönem düşmeyi kaldıralım. Pandeminin verdiği darbelerle küme düşen kıymetli şehir takımlarımız var. Ben istemiyorum, 3 tane daha takım fazla olsun.” diye konuştu.

 “UEFA bizi futbolcularla karşı karşıya bıraktı”

UEFA’nın pandemi dönemindeki yönetimini eleştiren Çebi, “UEFA kural koyucu olmasına rağmen pandemi döneminde bir kural koymadı. ‘Pandemi başladı, bu süreç devam ettiği sürece futbolculara ödemeler böyle olacak’ demedi. ‘Karşılıklı görüşerek’ diye bir maddeyle bizi futbolcularla karşı karşıya bıraktılar.” ifadelerini kullandı. 

Kulüplerin olmadığı yerde futbolcuların da olmayacağını dile getiren Çebi, sözlerini şöyle sürdürdü:

” UEFA’nın futbolcunun sendikası gibi hareket etmesinden çok rahatsızım. Kulüplerin olmadığı yerde futbolcular da olamaz. Kulüplerin ayakta kalması için gayret sarf eden bir UEFA görmüyoruz. Sadece futbolcuları koruyan, kollayan bir UEFA ile baş başayız. UEFA’nın pandemi dönemindeki tavrını yanlış buluyorum, kararlı olmalıydı. Hepimizi yönlendirebilecek sağlıklı kararlar almalıydı.”

Yayıncı kuruluştan ödemeleri henüz alamadıklarını kaydeden Çebi, “Yayıncı kuruluş bizimle yaptığı pazarlıklarda indirim istiyor, gerekçe pandemi. Önümüzdeki yıllarda da indirim istiyor, gerekçesi yine pandemi. Biz futbolcularımıza ‘pandemi nedeniyle indirim yapın’ diyoruz, ‘bize ne’ diyorlar.” şeklinde konuştu.

 “Ruiz’in açıklaması yanlış”

Çebi, Victor Ruiz’in kendisine ödeme yapılmadığı yönündeki açıklamalarıyla ilgili soruya, “Ruiz’in açıklaması yanlış. Ben olsaydım, ‘pandemiye kadar alacaklarımı aldım, pandemi dönemindeki alacaklarım bana ödenmedi, ben de pandemi diye bir şey tanımıyorum, hakkımı alamadığım için gidiyorum’ demesi gerekirdi. Bu doğru açıklama olurdu. Genelleyip, alacaklarını alamayan bir futbolcu portresi çizdi.” yanıtını verdi. 

Mart, nisan ve mayıs aylarında ödeme yapamadıklarını aktaran Çebi, bağış kampanyası gelirleriyle bonservis bedellerini ödemeye çalıştıklarını söyledi.

Çebi, “Adem Ljajic’in 4,5 milyon avroluk bonservisi hala duruyor, Kevin N’Koudou’nun 4 milyon avroluk bonservisi duruyor. Futbolculara imza attırılıp getirilmiş ama restoranlarda yazıyor ya ‘ben yedim babam ödesin’ diye, öyle olmuş biraz.” değerlendirmesinde bulundu.

 “Yayını kendi imkanlarımızla yapalım”

Çebi, yayıncı kuruluşun indirim talebiyle ilgili soru üzerine, “Kendi imkanlarımız, TRT’miz var, A Spor var, başka kanallar var. Alt yapıları var. Biz yapalım bu işi. Kulüpler Birliği olarak bir şirket kuralım. Televizyon kanallarının hakkını verelim, geri kalanla biz geçinelim. Biz bu rekabeti yaratamazsak her gelen indirim ister. Bir gün üstüne bizden para isteyebilirler diye korkuyorum. İsterler çünkü rakipsizler.” diye konuştu. 

Rakipsizlik nedeniyle yayıncı kuruluşun indirim istediğini savunan Çebi, “Koskoca vakıfız, bir tane şirket kurarsınız, gidersiniz TRT’ye yapalım dersiniz. Ortak bir hesap tutalım, masraflarınızı alın, üstüne de kar koyun, geri kalanı bize verin. Geldiğimizden beri aynı yerde dolaşıp duruyoruz. Adamlar da bakıyorlar etraflarında kimse yok indirim istiyorlar. Bunun sonu yok.” ifadelerini kullandı.

Beşiktaş başkanlığının herkese nasip olmayacağını belirten Çebi, “Bir sürece girdik bir sürü para verdik, insanlar ‘paran yoksa niye geldin’ diyor. Verdik, verdiğimizin bir önemi yok. İmkanımız olduğu sürece elimizden geleni yapacağız.” dedi.

Çebi, erken seçimle ilgili soru üzerine şunları kaydetti:

“Arkadaşlarımız çalışıyor, mutluyum. Başkan para istedi, ellerinden geleni verdiler. Kimisi 500 bin, kimisi 1 milyon dedi. Hepimiz bir şey yaptık. Mühim olan hissiyattır. Bana faydaları var, Beşiktaş’a faydaları var. Neden yönetimi yenilemem gerektiğini anlamıyorum. Muhalefet seçime gidilmesini arzu ediyorsa birisi çıksın ‘seçime git ben de adayım’ desin. ‘Ben senden bu işi daha iyi yapacağım’ diyen birisi çıksın, ben de ‘buyurun seçim’ derim. Mevcut yönetimi değiştirmek için seçime gitmem.”  

Takımdan ayrılacağı iddia edilen futbolculara ilişkin yorumda bulunan Çebi, “Caner Erkin ve Gökhan Gönül, oynamak istiyorlarsa ikisi de bizim futbolcumuz. Kontratları belli. Oynamak istiyorlarsa ekonomik şartlarımız belli. O şartlarda geliyorlarsa mutlu oluruz. Bir başkası benden fazla bedel ödüyorsa bizim buna saygı duymamız lazım.” ifadelerini kullandı.

Atiba Hutchinson’ın takımda kalmasını istediklerini ifade eden Çebi, “Hocamız Atiba’nın kalmasını istiyor ve katkı vereceğini ifade ediyor. Verebileceği çok şey var Atiba’nın. Profesyonel duruşu var. Aile babası olmasının verdiği bir duruş var. 6-7 senedir Beşiktaş forması giymesinin getirdiği artılar var. Onları sahaya, antrenmanlara yansıtması bizim için çok önemli. Sanıyorum Erdal Torunoğulları, yarın öbür gün kendisiyle görüşecek. Umarım el sıkışırlar. Sevdiğimiz, beğendiğimiz bir futbolcumuz.” değerlendirmesinde bulundu.

Çebi, Fransa’nın Lille ekibine transfer olacağı öne sürülen Burak Yılmaz’ın durumuna ilişkin, “Burak’ın ayrılmasıyla ilgili kendisiyle el sıkıştık ama kontrat henüz imzalanmadı. Belki bugün bitireceğiz. Birçok teknik detay var. Prensip olarak Burak, Lille’e gitmek istedi. Teknik detaylar şu anda konuşuluyor, bittiğinde açıklayacağız.” yorumunu yaptı.

Türkiye’de futbolculara ödenen paraların bütçelerine ağır geldiğini kaydeden başkan Çebi, “Türk futbolunda bütçelere göre yüksek ücret verildiğini söylüyorum. O kişinin değeriyle ilgisi yok. Bizim bütçemize ağır geliyor bu rakamlar. Aksi halde kimsenin emeğine saygısızlık yapmak haddim değil. O günkü yöneticiler öyle takdir etmiş, vermiş. Ancak benim ekonomim bunu kaldırmıyor. Kimsenin futbolcusunun bedelini biçme hakkım yok, kimseye saygısızlık edemem.” şeklinde görüş belirtti.

“Türk takımlarının UEFA ya da FIFA’dan ceza almasını istemem”

Trabzonspor’un cezasıyla Beşiktaş’ın UEFA Şampiyonlar Ligi’ne gitme durumunun vicdanıyla bağdaşmadığını aktaran Çebi, “Biz, Süleyman Seba’nın şampiyon olduktan sonra döndüğü uçakta 3-5 rakip futbolcu var diye şampiyonluk kutlaması yaptırmadığı bir camiayız. Başkasının mutsuzluğu üzerine mutluluk kurma isteğimiz olamaz. Trabzonspor’un yerine ikinci olmak isterdim. Beşiktaş’ta Trabzonspor’un alacağı cezayı beklemek gibi bir şey olamaz. Beşiktaş farklı bir duruştur. Türk takımlarının UEFA ya da FIFA’dan ceza almasını istemem. Kurallar bunu gerektiriyorsa da ülkemizi en iyi şekilde Şampiyonlar Ligi’nde temsil ederiz.” diye konuştu.

Gündemdeki transfer iddialarının doğru olmadığını belirten Çebi, şunları kaydetti:

“Benim kadrom dolu. Bunların içerisinden gidenler olacak. Onlar giderseler yerine oyuncu bakacağız. Gitmiyorlarsa onun yerine transfer yapmamız söz konusu olamaz. Transfer politikasını ekonomimize göre yapacağız. Şampiyonlar Ligi’ne gidersek transferler biraz fark edebilir ama kimse bizden uçuk kaçık transferler beklemesin. Net, açık söylüyorum. Belki güçlü bir santrfor, stoper ve bir orta saha ile 2-3 transfer olabilir.”

“Ne kadar hak verildiyse o kadar yabancı oyuncu sahada olmalı”

Başkan Çebi, yabancı oyuncu sayısındaki kademeli düşüş hakkında teknik direktör Sergen Yalçın ile fikir ayrılıklarının bulunmadığını ifade etti.

Yabancı oyuncu konusunun sosyal medyada cımbızlanmış bir mesele olduğunu vurgulayan Çebi, “Hocamızın ‘Yarısı tribünde, yarısı sahada. Kim aldı bu kararı?’ şeklindeki açıklamasına katıldığımı söyledim. Çelişki yok. 14 futbolcu hakkım varsa niye bunları oynatamıyorum. Niye kulübede oturtuyoruz. Sosyal medyada bildiğim, tanıdığım insanların başımın üstünde yeri var, saygı duyuyorum ama bazıları da işleri başka yerlere getiriyor. Taraftarım bunlara dikkat etsin. Ben onların hem başkanı hem ağabeyiyim. Hakaretleri kabul etmiyorum, asla yalan konuşmam. Sözlerimin arkasında dururum.” şeklinde açıklamada bulundu.

Yabancı oyuncu sayısının 8’den aşağı düşmemesi gerektiğini kaydeden Çebi, “8 normal bana göre, aşağı da düşmesin. 8’in altına düşeceğini düşünmüyorum. Sahada oynayanın ne kadar hak verildiyse o kadar olması gerektiğini düşünüyorum. ‘8 hakkınız var ama 6’sı sahaya çıkabilir’ uygulaması bana göre yanlış. Hepsi sahada oynasın. 10 oyuncuysa 10, 8 oyuncuysa 8’i oynasın.” diye konuştu. 

Mahkemenin Fulya Davası’nı karara bağladığını söyleyen Çebi, mahkemenin yapılan kontrata göre Beşiktaş’ın bir haksızlığa uğramadığına hükmettiğini belirterek, şunları aktardı:

“Fulya ile ilgili Aşçıoğlu ile olan davamız yıllar önce görülmüş, tahkim kararını vermiş, yargıtay onamış. Hesaplaşma yapılırken kontratların geçerli olduğu, kontratlarda olanların uygulandığı ve yapılan kontrata göre Beşiktaş’ın uğradığı bir haksızlığın olmadığını söylüyor. Yargıtay’dan onanmış. Bir tanesi bu. Daha sonra Cengiz Sarıkaya adlı bir arkadaşımız Yıldırım Demirören’in olduğu yönetimin ve sürecin ibra olmaması ile ilgili bir dava açıyor. Daha sonra Hürser Tekinoktay bey de bir dava açıyor. Bu dava Cengiz Sarıkaya’nın açmış olduğu ibranın iptal edilmesiyle ilgili davayla birleştiriliyor. Bu davanın sonucunda mahkeme ve üst mahkemenin verdiği karar aynen şöyle: ‘Mahkeme kararına gerekçe olarak Vincent Del Bosque ve Matteo Ferrari’ye ödenen tazminatlar nedeniyle derneğin zarara uğradığını kabul etmiş ve bu gerekçe temelinde ibraların iptaline karar vermiştir.’ Aynı karar içerisinde mahkeme aynen şöyle devam ediyor: ‘Fulya Projesi yönünden kat karşılığı inşaat sözleşmeye aykırı fazladan kat inşa edildiğini fark ettiklerini ve müteahhide müdahale etmemelerini vahim bir idari hata olduğunu, sözleşmeye aykırı yapılan kısımlardan Beşiktaş Kulübünün herhangi bir pay almadığını, soruları üzerine 2 milyon ABD doları ile 95 metrekare büyüklüğünde bir daire ve Şan Öktem Tesisleri’ni modernize inşaatı sözünü aldıklarını beyan ettiklerini…” diyor. Fulya Projesi nedeniyle herhangi bir ibra iptaline gitmemiş, bu konuyu ibra iptal gerekçesi olmaktan açık ve ayrıntılı biçimde çıkarmıştır. Yani mahkeme Fulya konusunda ibranın iptal olamayacağını söylüyor. Ferrari ve Del Bosque’de var ancak Fulya ile ilgili ibranın iptali bir gerekçe olamaz diye bağlıyor. Bahsi geçen Fulya’da bizim dava açabileceğimiz bir şey yok. Mahkeme, ‘Fulya’da hata görülmemiştir’ diyor ama arkadaşlar aylardan beri ‘Git Fulya ile ilgili dava aç’ diyorlar. Fulya ile ilgili dava açılmış, mahkeme kararını vermiş, ‘Bu sözleşmeye göre Beşiktaş’ın bir kaybı yoktur’ demiş ve konu bitmiş. Mahkeme Del Bosque ve Ferrari konularında hata var ancak Fulya davasında kayıp gözükmemektedir dediği yerde bunlar hala Fulya için ‘Git dava aç’ diyorlar. Onu öyle dememeleri lazım. ‘Git Ferrari ve Del Bosque ile ilgili davayı kovalamanız gerekir’ demeleri lazım. Sanki Beşiktaş’a dağ bağışlamışlar gibi hareket ediyorlar.”

Başkanlık seçimindeki rakiplerinden Hürser Tekinoktay’ın Fulya konusundaki ısrarına tepki gösteren Çebi, “Bağış kampanyasının başladığı bir günde özellikle seçimdeki rakiplerimizden Hürser Tekinoktay beyefendinin çıkıp aynı gün ‘Biz davayı kazandık. Burada 100 milyon dolar var, başkan kampanya yapacağına gitsin bu parayı alsın’ diye bir söylemi başladı. Ya biliyor ya bilmiyor. Bunun doğrusunu bilip yapıyorsa doğru olmuyor. Bilmediğini, eksik bildiğini düşündüğüm için, kamuoyunu da eksik yönlendiriyorlar. Kampanyanın başladığı gün sen Beşiktaş’a niye hainlik yapıyorsun? Kendi reklamını yapmak açısından mı yapıyorsun?” diye konuştu.

“Her halükarda bütçeleri aşağı çekmemiz gerekiyor”

Siyah-beyazlı kulübün Bankalar Birliği ile yaptığı anlaşmanın yenilenmesi gerektiğini söyleyen Çebi, “Bu şartlarda yönetilmesi mümkün değil. Yöneticilerin, onun bunun vereceği parayla kulüplerin dönme şansı yok. En azından diyoruz ki, siz bizden 2 yıl hiç para almayın. Çünkü bizim bütçelerimiz 55-60 milyon avro. Faizler zaten 450 milyon tutuyor. Faiz ödemeli 1 yıl zaten bitti. Gelen gelirler zaten faizi karşılıyor. Giderler çok yüksek. O bütçeleri 60-70 milyonlardan 30’lara, makul seviyelere indirecek ki kulüp borcunu ve faizini ödeyecek hale gelsin. Yani, giderlerinizi düşeceksiniz. Gelirlerinizi arttırma şansınız çok fazla yok, sponsorlarınız belli. Formanın satılacak yerleri belli. Onları satabildiğiniz rakamlara siz bütçenizi sığdıracaksınız. O bütçeyi ne kadar aşağı çekebilirseniz bankalara olan borcunuzu ödeyerek 10-12 sene sonra borçsuz, kendi kendini idare eden bir Beşiktaş yapacaksınız. Kendinize, futbolcularınıza, transferlerinize harcayacak bütçe kalmıyor. O yüzden her halükarda bütçeleri aşağı çekmemiz gerekiyor. Bankalar da haklı. Onlardan almışız paraları, onların paralarını sokakta çarçur ediyoruz ve adamlar paralarını geri istiyorlar. Tasarruf edip ve gelirleri de arttırıp 10-12 sene sonra bu kulübü borçsuz hale getirebilirsiniz.” değerlendirmesinde bulundu. 

Üç büyük kulübün ekonomilerinin yaklaşık olarak aynı seviyede olduğunu kaydeden Çebi, “Beşiktaş neyse gördüğüm kadarıyla Fenerbahçe de Galatasaray da hepimiz aynıyız. Birbirimizden çok fazla farkımız yok. Konu el birliğiyle çözülmesi gereken bir konu. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin mali imkanları kısıtlıysa o çerçevede kaldıkları taktirde bizim de taraftarımız bizi anlayışla karşılayacaktır. Hep beraber aynı ölçülerde transferleri yapıyor ve hareket ediyorsak hem rekabet eşit oluyor hem ekonomik anlamda kulüplerimizi zarara sokmamış oluyoruz.” şeklinde konuştu.

 “Yönetim kurulu olarak 10 milyon lira bağışlamaya karar verdik”

‘Bırakmam Seni’ kampanyasının beklentileri şu an için karşılayamadığını ancak daha iyi olacağını belirten Çebi, yönetim kurulu olarak 10 milyon lira bağışladıklarını belirterek, “Kampanya, beklentileri şu an için karşılamadı ama halen ümitliyim. Karşılayabileceğini düşünüyorum. Kampanya ulaşılabilir olmadı diyorlar. Hangi Beşiktaşlıya sorsam kampanyadan haberi var. Neyi ulaştıramadık? İmkanlar bu kadar demek ki öyle değerlendirmek lazım. Sıra iş adamlarına geldi. O dönem yeni başladı. Yönetim kurulu olarak 10 milyon lira bağışlamaya karar verdik. Bunun 3-4 milyonunu kendim vereceğim. Diğerlerini arkadaşlarım kendi imkanlarıyla yerine getirecekler.” ifadelerini kullandı. 

Eski yönetici Hüseyin Yücel’in “Her yönetici 1 milyon versin, sıkıntı çözülür” şeklinde açıklamasına değinen Ahmet Nur Çebi, “Sayın başkanın telefon açıp yüzüne karşı söyledim. Siz ne verdiniz, giderken burada 6 ay maaşını alamamış çocuklar varken niye şimdi söylediğiniz gibi 1’er milyon avro vermediniz de yeni gelen yönetimin önüne personeli bıraktınız. Hüseyin bey bize çok da faydalıdır. Bahçeşehir Okulları’nın sahibidir. Kampanyada desteğini verecektir. Sponsorlukları vardır, şort sponsorumuzdu.” şeklinde konuştu.

“Demirören ailesi 3 milyon bağışta bulundu”

Yeni sponsorlukların gelecek haftalarda açıklanacağını söyleyen başkan Çebi, Beşiktaşlıların kulübe önemli bedeller verdiğine değinerek, şunları aktardı: 

“Birkaç hafta sonra sponsorlarımızı da açıklayacağız. Vodafone bitti, onun yerine ana sponsor olarak Beko geldi. Onlara da çok teşekkür ediyoruz. Geçmişten bugüne aile olarak da kurum olarak da yanımızda olmuştur. Beko bizim için önemli bir isimdir. Forma kolunda Aksa Jeneratör var, Cemil Kazancı’ya da çok teşekkür etmek istiyorum. Sırtla ilgili kısım için iyi bir Beşiktaşlıyla konuşuluyor. Şorta divan kurulu başkanımız Tevfik Yamantürk, şirketi Güriş’le oldukça yüksek bir bedelle girdi. Karşılığından fazlasını verdi. Beşiktaş’a yardım da söz konusu. Birçok iş adamamız da kampanyamıza gelmeye başladılar. Demirören ailesi 3 milyon lira bağışta bulundu. Cemil Kazancı sponsorluğun dışında bu miktara yakın para verdi. En zor günlerimizde Beşiktaş’ın yanında olan insanlar bunlar. Baskette de yeni sponsorlarımız olacak.”

Amatör şubelerde gelir-gider dengesini kurmak istediklerini kaydeden Çebi, “Amatörlerde gelir-gider bütçelerin denk yürümesini istiyoruz. Her yıl 50 milyon açık verdiğimiz bir yarayı kapatmak istiyoruz. Bu konuda kararlıyız. Beşiktaş’ın ekonomisine önem veriyor ve düzeltmeye çalışıyoruz. Başka türlü bu koca çınarın yok olması diye bir şeyi Allah kimseye göstermesin, hepimiz çok üzülürüz.” yorumunu yaptı.

Çebi, kampanya kapsamında yeni girişimleri olacağını söyleyerek, “Ayın 9’unda stadımızda bir program yapıp iş adamlarımıza bağlanacağız. Kampanya bittiğinde amaçladığımıza ulaşmış olacağız. Bazen bir şeyler iyi başlar kötü gider, kötü başlar iyi gider. Bizimki azdan başladı ama artarak gidiyor.” dedi.

 “Seneye şampiyonluğu alacağız”

Bu sezon ligde alınan sonucu, şampiyonluğun ayak sesleri olarak nitelendiren Çebi, “Sergen hocanın top oynattığı genç oyuncular var. Takım da başarılı oldu diyoruz. Şampiyonluk da bunun arkasından seneye gelecek. Şampiyonluğun ayak sesleriyle buraya kadar geldik. İnşallah seneye şampiyonluğu alacağız.” diyerek sözlerini tamamladı.

Etiketler
İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı