Basketbol

Ergin Ataman ve kızlarının Almanya’ya vize tepkisi

Lacivert-beyazlı takım, Almanya’nın Köln kentinde 28-30 Mayıs’ta oynanan Dörtlü Final maçları sonunda Avrupa basketbolunun kulüpler düzeyindeki bir numaralı kupasını müzesine götürdü. Ergin Ataman’ın kızları, vize verilmemesi nedeniyle Dörtlü Final organizasyonunu takip etmek için Almanya’ya gidemedi.

ABD’de de eğitim hayatları sürdüren ve Dörtlü Final’de babaları Ergin Ataman’ın yanında olabilmek için Türkiye’ye gelen Gizem ve Ceren Ataman, açıklamalarda bulundu.

Almanya’ya gidememenin üzüntüsünü ve hayal kırıklığını yaşadıklarını belirten Ceren Ataman, “İstanbul’a gelir gelmez vize işlemlerine başladık. Takımın uçağına yetişemeyebilirdik ama babam bizim için perşembe (29 Mayıs) gününe de bilet almıştı. Vize alırız diye düşünüyorduk. Diğer takımların aileleri giderken böyle bir şey söz konusu olmaz diye düşünmüştük. Perşembe günü babam bize ‘Vize başvurularınızı kabul etmiyorlar’ diye mesaj attı. Çok üzüldük. Orada olmayı çok isterdik. İki doz aşımızı da olduk. Aşımızı yaptırdığımızı için vize verilmesi gerekiyordu. Bu durumun pandemiyle alakasız olduğunu düşünüyorum. Bilerek yapılmış gibi hissettim.” ifadelerini kullandı.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını gerekçesiyle Almanya’nın kendilerine vize vermemesini inandırıcı bulmadığını aktaran Ataman, “Bilerek yapıldığını ve ayıp olduğunu düşünüyorum. ABD’de ve başka bir ülkede hiçbir zaman böyle bir şeyle karşılaşmadım. Müslümanlıkla ilgili olabilir. Bunun ırkçılık olduğunu düşündüm.” diye konuştu.

Anadolu Efes’in şampiyonluğa ulaşarak çok büyük bir başarıya imza attığını ancak babalarının yanında bu heyecanı yaşayamadıklarını kaydeden Ceren Ataman, şu görüşleri aktardı:

“Orada olamadığımız için üzüldük. Kupayı kazandıktan sonra ilk başta inanamıyorsun. Avrupa’nın en önemli kupası. Bunu babamın takımla beraber kazanması bizi çok mutlu etti. Babamla çok gurur duyuyorum. Onun kızı olduğum için çok mutluyum. Kendimi şanslı hissediyorum. Herkes babamın çok sert ve soğuk gözüktüğünü söylüyor ama bence öyle değil. Çok esprili. İyi kalpli. Çocuklarına çok değer ve önem veriyor. Neşeli, konuşkan ve esprili olduğunu biliyorum. Babamın daha fazla başarı yaşayacağına inanıyorum. Çok daha iyilerini göreceğini düşünüyorum.”

– Gizem Ataman: “Siyasi sebeplerden olabilir diye düşünüyorum”

Almanya’nın vize kararının siyasi olabileceğini düşündüğünü belirten Gizem Ataman ise şunları söyledi:

“Sporcuların ailelerine ve basın mensuplarına vize verilmediği haberleri çıkınca biz de üzüldük. Bize de vize verilmeyecek diye korktuk. Daha sonra ret almamak için ‘Pasaportlarınızı geri çekin’ şeklinde haber geldi. Bunun pandemi nedeniyle olduğu söyleniyor ama biz iki doz Kovid-19 aşımızı da olduk. Bu, pasaportlarımızda vardı. Yıkıldık, çok üzüldüm. Orada babama destek olmayı çok istiyordum.”

“Çok pandemiyle ilgisi olmayan bir karar. Eğer pandemiyle ilgiliyse zaten aşımız var ve tehlike oluşturmuyoruz. Pandemiyle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Türklerle olan anlaşmazlık nedeniyle olabilir. Almanların Türkleri sevmemesi gibi bir şey olabilir. Bu, sadece bize yapılmış bir şeydi. Sadece Türklere olması bana biraz garip geldi. Siyasi sebeplerden olabilir diye düşünüyorum.”

“Kupayı kardeşimle babamın birlikte kaldırdığını görmek gurur verici anlardı” diyen Ataman, şunları kaydetti:

“Maçları ölerek izledik. Kalbimiz çıkacaktı. Final maçı bittiği an anneme ve kardeşime sarıldım. Babamın konuşmalarını ve babam hakkında söylenenleri dinlemek gurur vericiydi. Babam olduğu için bir kez daha gurur duydum. Babam için çok mutlu oldum. Anlatamam o duyguları. Bu bir başlangıç. Avrupa çapında bir sürü başarısı var. Bu, tek Avrupa Ligi kupası olmayacak. Önünde kesinlikle daha büyük başarılar var.”

– Ergin Ataman: “Türklere karşı yapılan bir ayrımcılık olarak görüyorum”

Anadolu Efes’in deneyimli başantrenörü, vize kararı nedeniyle Almanya’ya sert tepki gösterdi.

Almanya’nın kızlarına, bazı oyuncuların ailelerine ve yayıncı kuruluşun çalışanlarına vize vermemesini skandal olarak değerlendiren Ergin Ataman, şöyle devam etti:

“Kızlarım bütün Avrupa şampiyonluklarımda yanımdaydı. Real Madrid kulübü, eşim Berna ve oğlum Sarp için deplasmana giderken bir davetiye yolladı. İspanya Konsolosluğu da bize Schengen Vizesi verdi. Onlar vizeleri olduğu için benimle beraberlerdi. Avrupa Ligi’nin resmi davetiyesi olmasına rağmen Almanya’nın İstanbul Başkonsolosluğu kızlarıma vize vermedi. Çok bekletti ve uzattı. İstedikleri her türlü belgeyi verdik. Kızlarım, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde bulunan, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı muhalefet yapan, Almanya’da da çok bulunan insanlar gibi değiller. Türkiye’de kolej mezunu, ABD’de üniversite son sınıfta okuyan yetişkin ve medeni kız çocukları. Bugüne kadar da Avrupa’da her yerden vize aldık. Bu, bizi çok yaraladı. Psikolojik olarak onları çok üzdü. Bize dediler ki; ‘Konsolosluktan başvurularınızı çekin, kimseye vize vermiyor, sizin kızlarınıza da vermiyor.’ Çok sinirlendim. İki doz aşısı olan kızlarıma bu vizenin verilmemesini Türklere karşı yapılan bir ayrımcılık olarak görüyorum.”

– “Toplum olarak bizi kimse ezemez”

Sezon içinde deplasman maçları için gittikleri ülkelerdeki havalimanlarında yaşadıkları sıkıntılardan bahseden Ataman, şu ifadeleri kullandı:

“Avrupa’ya her gittiğimizde kapıdaki polislerin ‘Niye geldiniz? Kaç gün kalacaksınız? Daha önce nereye gittiniz?’ gibi ahiret soruları beni çok yıpratıyor. Yıllarca İtalya’da yaşadım. İtalya’da takım çalıştırdım. Bizler gibi global insanlara sürekli zorluk çıkartıyorlar. Şimdi de pandemiyi bahane ederek bizim ailelerimizi oraya (Almanya) sokmadılar. Hakikaten çok sinir bozucu bir durumdu. Dörtlü Final’in ilk basın toplantısında tüm ulusal basın mensuplarının önünde bu sıkıntıyı sitemkar bir şekilde belirttim. Her toplantıda bunu özellikle söyledim. Onlar bizi ezmeye çalışıyorlar ama biz ezilmeyiz. Toplum olarak bizi kimse ezemez. Sahada da gerekli cevabı verdik. Allah da bize yardım etti.”

– “Avrupalılar da Türkçe’yi biraz öğrensinler ve bilsinler”

Ergin Ataman, Barcelona ile oynadıkları ve şampiyonluğa ulaştıkları final maçının ardından uluslararası röportajda Türkçe konuşmasıyla ilgili şunları kaydetti:

“Yayıncı kuruluşumuz yoktu. Orada her şeyi İngilizce yapmak durumunda kaldık. Sıkıntı yok, İngilizce de konuşuruz ama böylesine önemli bir şampiyonluk kazandıktan sonra ben duygularımı yabancı bir dille değil bizi izleyen Türk halkıyla Türkçe paylaşmak istedim. O anda uluslararası naklen yayın yapan kuruluş bana İngilizce soru sordu. Ben de Türk halkı da anlasın diye Türkçe cevap verdim. Avrupalılar da Türkçe’yi biraz öğrensinler ve bilsinler. Sadece Türkiye yok. Bugün Türkçe çok önemli bir lisan. Dünya üzerinde Türkçe konuşan insanlar ve birçok ülkenin vatandaşları da var. İspanyollar ve Fransızlar kendi dillerini konuşuyorsa biz de yeri geldiğinde bu tip önemli organizasyonlarda Türkçe konuşabilmeliyiz.”

“Türkçe konuştum. Aklıma ilk olarak bayrağı için canını siper eden askerlerimiz, polislerimiz, gazilerimiz ve şehitlerimiz geldi. Çok büyük bir coşku yaşarken bunu şehitlerimize armağan etmek istedim. Türk bayrağını ve devletimizi korumak için canını siper eden tüm askerlerimize, polislerimize minnettarım. Bu kupayı kazanırken kendimizden ziyade Türkiye’yi bu kadar yukarı taşımak için canlarını siper eden insanlara armağan etmek benim için çok önemliydi.”

Etiketler
İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı