Fenerbahçe

“Aslolan Fenerbahçe’mizdir”

Ali Koç, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Geçen sezonun ardından bu sezon da futbolda istenen başarı gelmedi, futbolda bu sezonu değerlendirebilir misiniz ?

“Sezonun 28 haftasını geride bıraktık. 20. haftaya kadar gerek birçok yorumcuya gerek resmi bahis firmalarının paylaştığı oranlara göre ligin 1 numaralı şampiyonluk adayıyken şu an şampiyonluk potasının tamamen dışında kalmış durumdayız. Bunun 2 ana nedeni var. Birincisi bize saha içinde ve dışında yapılan, en Fenerbahçe karşıtı yorumcuların bile artık açık açık operasyon olarak adlandırdığı durum, ikincisi ise bizim kendi hatalarımız. Ancak işin neticesine bakarsanız görev süremizin ilk 2 yılında camiamıza şampiyonluk yaşatamadık ve şampiyonluk hasretimiz 6 yıla çıkmış oldu. Şimdi önümüze bakmak zorundayız ve gelecek sezon için güçlü bir yapılanma ve kadro oluşturmaya mecburuz. Hedefimiz kırılganlığı minimum derecede olan, yolunda kararlı adımlarla yürüyebilen kaliteli bir takım oluşturmak.”

Gelecek sezonki futbol yapılanmasından bahsedebilir misiniz ? Teknik kadro ve oyuncu grubu olarak Fenerbahçeliler nasıl bir yapı ile karşılaşacaklar ?

“Demin de bahsettiğim gibi bu sezon ile beraber 6 sezondur şampiyon olamayan bir Fenerbahçe var. Bizi önümüzdeki sezon başarıya taşıyabilecek, dış etkenlerden en az etkilenecek, saha içinde teknik kalitesi yüksek, tecrübenin ve genç yeteneklerin harmanlandığı bir takım kimyası oluşturacağız. Yeni yapılanmamız çerçevesinde aldığımız kararlar, futbol şubemizin önemli pozisyonlarına atayacağımız isimler ve gelecek futbolcu isimleri şu an itibarıyla büyük ölçüde belirlenmiş durumda. Sezon biter bitmez inanarak gerçekleştirdiğimiz bu hamleleri açıklayacağız. Mevcut kadro yapılanmamız da büyük oranda şekillendi. Kalan 6 hafta da göz önünde bulundurularak, sezon sonunda bu konu tarafımızca finalize edilecektir. Yalnız bir konuyu açıklıkla vurgulamam gerekiyor. Hem Fenerbahçe’mizin mali gücü bakımından, hem dünya futbol piyasası dengeleri açısından, hem de Finansal Fair Play (FFP) kuralları bakımından bugün geçmişten farklı durumdayız. Bir de tüm bunların yanında TFF limit sistemi ve TFF’nin bize yaklaşımı da ortada. Kulübümüzün imkanları eski gücünde olmasa da biz fedakarlık olarak üzerimize düşeni yapacağız. Biz bu konuyu telafi ederiz. Ancak gerek FFP, gerek TFF limitleri, gerekse dünya futbol piyasasının geldiği nokta bakımından 10-15 sene öncelere göre oldukça dezavantajlı konumdayız. Bu doğrultuda ister istemez ağırlıklı olarak bonservisi olmayan veya kiralık oyuncularla anlaşmak durumundayız. Biz bu şartlar dahilinde hedefimize uzanacak kadroyu oluşturuyoruz. Bununla birlikte, transferler hakkında kamuoyunu meşgul eden bazı anlamsız tartışmalara da nokta koymak gerektiği fikrindeyim. Bir oyuncuya birçok farklı kulüp talip olabilir, profesyonel futbolcular da mevzuatlara uygun şekilde her takım ile görüşebilir. Ancak eğer bir oyuncuya Fenerbahçe gerçekten talip olursa, o oyuncu muhtemelen Fenerbahçe’ye gelecektir. Bu böyle bilinmelidir.”

Transferler ve teknik kadro yapılandırmaları başta olmak üzere, camiayla ilgili birçok konuda ciddi seviyede yorum ve baskı yapılıyor. Bunlardan etkileniyor musunuz ?

“Her zaman söylediğimiz gibi, Fenerbahçe’nin tek sahibi milyonlarca taraftarıdır. Bu yüzden taraftarlarımızın da kongre üyelerimizin de görüşlerini ve yapıcı eleştirilerini elbette önemsiyoruz. Ancak yönetim kurulu olarak bizlerin görevi hiçbir baskı altında kalmadan, duygusal olmadan, kulübümüzün içinde bulunduğu koşullarda en rasyonel ve mantıklı adımları planlamak ve cesaretle bunları gerçekleştirmektir. Bununla birlikte, özellikle sosyal medyanın da günümüzde gelmiş olduğu nokta ile beraber, atılan her adıma, aksiyona karşı çıkan sesler muhakkak ki olacaktır. Biz ise yönetim kurulu olarak rasyonel düşünerek, doğru bildiklerimizi ve inandıklarımızı, kararlılıkla uygulamakla yükümlüyüz. Fenerbahçe’nin tek sahibi milyonlarca taraftarıdır ancak finansal anlamda da sportif anlamda da camiamıza karşı sorumluluğu olan merci yönetim kuruludur. Bunun yanında, geleneksel medyanın hem kulübümüze karşı hem de futbol rekabeti çerçevesindeki tavrıyla ilgili de önümüzdeki hafta içinde bir televizyon kanalında çıkacağım programda değerlendirmelerim olacak.”

Erkek basketbol branşındaki sezon içinde yaşanan gelişmeleri, Obradovic konusunu ve diğer amatör branşlardaki durumunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz ?

“Erkek basketbolda geçtiğimiz sezon sakatlıklar olana kadar özellikle EuroLeague’de (THY Avrupa Ligi) tarihin en başarılı sezonlarından birini geçirdik. Sakatlıklardan sonra ise lig şampiyonluğunu son maçta kaçırdık. Bu sezon ise pandemi sürecine kadarki performansımız iyi değildi ancak Türkiye Kupası’nı da almıştık. Ayrıca belirtmemiz gerekir ki basketbolda her zaman play-off’lar ve sezon sonlarındaki performans önemli ve belirleyici olandır. Belki de çok kötü başlayan sezonu hiç umulmayan başarılarla bitirecektik. Erkek basketbol branşımızda sezon içinde yaşanan diğer konulara gelirsek. Evet sezon içinde maddi olarak çok zor zamanlar geçirdiğimiz, kulübümüzün durumu nedeniyle takımımızın ödemelerini uzun süre yapamadığımız zamanlar oldu. Bu bizim keyfimizden değil, maalesef içinde bulunduğumuz şartlarla ilgiliydi. Ayrıca şunu da ifade etmek isteriz ki ödemelerde yaşanan aksaklıklar sadece bizim dönemimizde yaşanmamıştır. Biz daha göreve geldiğimiz ilk günlerde, bizden önceki dönemden kalan basketbol şubesine ait 45 milyon liraya yakın (o günkü kurla 10 milyon dolar) borcu ödemiştik. Hocamız ile de sezon ortası itibarıyla yaptığımız muhtelif görüşmelerde, kendisinin talebi doğrultusunda yeni sözleşme konusunu sezon sonuna bırakma konusunda mutabık kaldık. Sezon sonu geldiğinde ise tüm takımımızın ödemelerini düzene soktuktan sonra hocamız ile masaya oturduk. Pandemi süreci nedeniyle sınırlar açılır açılmaz hocamız İstanbul’a geldi. Gerçekten çok sıcak görüşmeler gerçekleşti. Biz kafamızdakileri, gelecek sezonlar için düşüncelerimizi, bütçeleri, yapabileceklerimizi gerçekçi şekilde anlattık. Bu sezon bazı zorluklarla boğuşmamızdan ötürü ödemelerde gecikmelerimiz olduysa da önümüzdeki sezon daha düşük bütçeyle aksamaların olmayacağı taahhüdünü de verdik. Bununla birlikte, şu an elimizde bulunan kadromuzu oluşturduğumuz gibi, yine tamamen hocamızın istekleriyle kadromuzu yapılandıracağımızı ilettik. O da aynı şekilde bizimle tüm düşüncelerini samimiyetle paylaştı ve ailesi ile konuşup son kararını vereceğini ifade etti. Sonrasında ise hocamız bize kararını bildirdi ve salı gecesi mektubunu da yollayarak 1 sezon takım çalıştırmak istemediğini iletti. Hocamızın hepimizi üzen bu kararını saygıyla karşılıyoruz.

Obradovic bu ailenin bir parçasıdır. Fenerbahçe tarihinin en kıymetli isimlerindendir. Kendisine de uyan ilk seyircili maçımızda efsanemize yakışan bir teşekkür töreni düzenleyeceğiz. Kendisiyle ilişkilerimiz, Fenerbahçe için istişarelerimiz de her zaman devam edecek. Ancak hayat devam etmek zorunda ve ediyor. Bu gerçeklikle, Fenerbahçe’mizin hedefleri ve gerçekleri çerçevesinde hızlıca en mantıklı aksiyonları almak zorundayız. Bu kapsamda yeni hocamızı ve kadro yapılanmamızı da 1 ay içinde gerçekleştirip açıklamış olacağız. Maliyet katkı endeksi yüksek bir hoca ve oyuncu kadrosu ile enerjisi, başlangıç hikayesi güzel bir yola çıkacağımızı düşünüyorum. Geçtiğimiz sezona göre mecburen daha düşük bütçeli bir kadro oluşturacağız. Demin de ifade ettiğimiz üzere, camia içinde bazılarımız buna tepki gösterebilir. Ama bizler içinde bulunduğumuz şartlarda, Fenerbahçe’nin geleceği için sorumlu olmak ve rasyonel adımları cesaretle atmak zorundayız. Önümüzdeki yıllarda kulübümüzün şartları daha iyi bir duruma geldiğinde, basketbol bütçesi yeniden eski haline getirilebilir. Diğer amatör branşlara gelirsek. Bir kere en baştan söyleyeyim; futbolda işler kötü gidince, diğer tüm branşlardaki algı da olumsuz oluyor. Biz ilk yılımızda erkek voleybol ve kadın basketbolda hem Türkiye Kupasını aldık hem şampiyon olduk. Bu sezon da ligler iptal olduğunda, kadın basketbol ve erkek voleybolda liglerde liderdik ve erkek basketbol ile kadın basketbolda Türkiye Kupasını kazanmıştık. Kadın voleybolda da lig şampiyonluğu ve Avrupa için iddialıydık. Bunları da bütçelerimizi azaltarak yaptık. Olimpik şubelerde de geldiğimiz günden beri yatırımlar devam ediyor ve en çok şampiyonluğu kazanan, olimpiyatlara en çok oyuncu gönderen kulübüz. Ancak algı, amatör branşlarda başarısız olduğumuz şeklinde yapılıyor. Sanıyorum bu bizim hatamızdan, bunları iyi pazarlayamamızdan.”

Kulübün finansal durumu ve mevcut borcu hakkında son bilgileri paylaşabilir misiniz?

“Bu konu hakkında öncelikle şunu hassasiyetle vurgulamak isterim. Evladıma miras bu sevda diye dile getirdiğimiz bağlılığımız çerçevesinde, alışılmış olan düzene ve yaklaşıma biraz uzak olsa da, evet ben Fenerbahçe’nin mali bağımsızlığına ve borç tablosuna çok fazla önem veriyorum. Göreve geldiğimizde herkesin bildiği gibi dehşet verici seviyede bir borç yükü devralmıştık. Ki bu borç her yıl ciddi oranda artarak, üzerine koyarak ilerlemekte ve kan kaybı hızla devam etmekteydi. Biz göreve geldiğimizden beri 2 senedir borcumuz artmadı. Kan kaybımızı durdurmuş vaziyetteyiz. Fakat henüz bu anlamda daha yolun, yapılması gerekenlerin başındayız. Halen kulübümüzün yıllık açığı, yani her yıl yönetimin kendisinin yeni kaynak bularak kapatması gereken tutar 100 milyon dolar seviyelerinde. Fenerbahçe ne zaman mali anlamda kendi kendini döndüren bir yapıya gelir, işte o zaman mali bağımsızlık hayalimizin gerçekleşmeye başladığından bahsedebiliriz.”

Görev sürenizde 2 yılı doldurmanızın ardından seçimli genel kurula 1 yıl kaldı. Önümüzdeki sene tekrar aday olmayı düşünüyor musunuz ?

“Her ne kadar seçimden önce Fenerbahçe’yi özellikle finansal anlamda düzlüğe çıkarmak için bize en az 2 dönem gerekli demiş olsak da şu an 1 yıl sonraki seçimi konuşmak için henüz çok erken. Kongre üyelerimiz bize 3 yıl için görev verdiler ve ilk 2 yılında maddi anlamda devralmış olduğumuz tablodaki gidişatı bir nebze düzeltmeyi başarsak ve gelir kaynaklarımızı arttırmış olsak da özellikle amiral gemi futbolda şampiyonluk yaşayamadık. Şu an sadece önümüzdeki 1 yıla odaklanmış durumdayız. Ancak o gün için aday olup olmamaktan öte şunu kesin olarak söyleyebilirim ki aday olsak da olmasak da biz Fenerbahçe’ye yakışan bir süreç gerçekleştireceğiz. 1 sene sonraki seçimde, tüm başkan adaylarımız özgürce kulübümüzün televizyonuna çıkacak, fikirlerini, projelerini, mevcut şartlarda neyi nasıl yapabileceklerini Fenerbahçe demokrasisi altında, medenice anlatacak. Ben de aday olursam o günün şartlarında ve gerçeklerinde çıkar projelerimi, neyi nasıl yapacağımı anlatırım. Aday olmazsam da birkaç cümlem elbette ki olacaktır. Bu konularda tüm camiamız rahat olsun. İlk 2 senede bazı başarısızlıklarımız olabilir ama biz bu değerleri her şeyden önde tutarız. Şimdi camiamıza tek mesajım; vakit bu ortak sevdamıza destek olma ve önümüzdeki sezon sarı-lacivert başarılar için hep birlikte omuz omuza kenetlenme ve hareket etme vaktidir. Unutmayalım ki görevler, bizler, hepimiz gelip geçiciyiz. Bugün bu görevde biz oluruz, yarın bir başkası. Aslolan ise sadece Fenerbahçe’mizdir!”

 

Etiketler
İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı