Süper Lig

Başarı için süreklilik esastır

Bedri BAYKAM / “Fenerbahçe gençler alacak, parlatıp satarak para kazanacak.” Umarım bu bir dedikodudur! Çünkü kimilerince çok akıllı ve zeki bir ticaret sanılan bu sistem Fenerbahçe’yi çökertecek, yıllarca zirveden uzaklaştıracak, kapan bir düşüncedir. Gerçekte bu senaryoları akıllarına getirenler varsa umarım gerçekleri görüp vazgeçer.

Bu mantıkla hiçbir takımda kalıcı galibiyet ya da üstünlük yaşanamaz. Çünkü her sene ekip birbirine alışamadan tekrar teşkil edilecek, başarısız antrenör kovulacak, parlayan 4-5 futbolcu satılacak, takıma oturup oturmayacağı belirsiz 5-6 adam alınacak. Birbirini tanımayan yeni ekipten de getirilen yeni hocalardan da galibiyet beklenecek!

Bu nedenlerle örneğin Ersun Yanal’ın arkasında ona güven vererek durulmaması da hata sayılabilir. Fenerbahçe, bu ‘tüketici’ tavrıyla ne kendi Terim’ini bulabilir ne de Obradoviç’ini!

Geçmişe göz atarsak… Galatasaray’a Avrupa’da kupalar getiren süreçte adeta 3-4 yıl aynı takım oynadı. Yakın zamanların en büyük takımı Barcelona, 8-9 yıl kadro değiştirmedi, takımını tüm dünyaya ezberletti.

‘Yetiştirip yeni Eljif’ler yaratıp satacağız’ mantığı, F.Bahçe düzeyinin işi olamaz. O politikayı yürüteceksen “Ben niye şampiyon olamadım / olamıyorum” demeyeceksin!

KADRO FARKI

Bir takımı, ruhuna uyan yıldızlar, işçiler, özgür ruhlular ve onların kalıcılığı taşır. Bakın geçmişte Fenerbahçe’de hangi kadrolar başarılı olmuş:

Yavuz – Şükrü, Levent, Selim, Ercan, Yılmaz, Ogün, Nedim, Ziya, Fuat, Can (Abdullah, Yaşar). Datcu, Niyazi, Serkan, Yılmaz, Alpaslan, Ziya, Ersoy, Zafer, Ender (Mustafa), Osman, Cemil (Selahattin). Schumacher, Müjdat, İsmail, Nezihi, Küçük Şenol, Hakan, Oğuz, Turhan, Rıdvan, Büyük Şenol, Aykut. Volkan, Gökhan, Luciano, Lugano, Andre Santos (Roberto Carlos), Appiah, Emre, Tuncay (Aurelio) / Van Hooijdonk (Deivid), Semih, Alex.

Kayda Değer OLAN ELDE YETIŞMEK

İyi transferden fazla daha önemlisi, elindeki dürüst adamı kadroda tutabilmektir. Süper Lig finalinde Galatasaray’a aleyhinde Alex’i, kupa finalinde Akhisar’a karşısında Valbuena’yı ‘star-fobi’ hastalığından oynatmayan öğretmen profili, Terraneo ya da Comolli gibi anlamsız ‘infazlarla’ kulübü yiyip bitiren sportif direktörler, tüketimin ‘loser’ imajlarıdır. Başkan Ali Koç, kendi sağduyusu ve taraftar ruhunu ya da Emre gibi, Tuncay gibi, Oğuz gibi isimlerin sesini dinlemelidir. Futbolcuların nüfus kâğıdına ve pazarlık farklarına bakarak karar alan profil, Fenerbahçe’ye yaramamıştır.

BREZİLYA EKOLÜ

Başarı, 20 sene sonra da hatırlayacağın takımlarla gelir. Yaz-boz tahtası, her yılın rüzgârıyla değişen ‘3’e aldım 6’ya sattım’ mantığıyla devam edecekse F.Bahçe 7. olduğunda kendisini başarılı görmelidir! Gençlere tartma verilecekse, Alex ve Deivid gibi eski yıldızların önerdiği, geleceğin Brezilyalı yıldızlarıyla ilgili bir egzersiz acil başlatılmalıdır. Brezilya ekolü, Fenerbahçe ruhuna yakışan, DNA’sına uyandır.

Etiketler
İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı