Süper Lig

Akintola: Mesut Özil’e hayranım

Hatayspor’un ilk kez mücadele ettiği Süper Lig’deki sıra dışı çıkışının baş aktörlerinden biri olan Nijeryalı, sağ kanattaki etkili performansını attığı ve attırdığı gollerle puan tablosuna yansıtıyor. Takımın başarısını, oyuncuları saha dışında da birlikte tutan aile ortamına bağlayan 25 yaşındaki forvet, Nijerya Millî Takımı’ndan davet almamasına sitemde bulunurken, başka millî takımlardan gelecek tekliflere ise evet diyeceğini söylüyor.

Nijeryalı olduğunu ve 13 Ocak 1996’da doğduğunu biliyoruz. Bize öncelikle ailenden söz eder misin?

Evet Nijeryalıyım. Annem ve babam boşandılar. Babam Gana’da, annemse sadece Nijerya’nın değil, Afrika’nın en büyük şehri Lagos’ta yaşıyor. Beş kardeşiz. İki ablam, iki de erkek kardeşim var. Ben ailenin en küçük çocuğuyum. İki ablam evli, erkek kardeşlerim ise çalışıyor. Standart, mutlu bir Afrika ailesiyiz.

Futbol öncesinde Nijerya’da nasıl bir çocukluk geçirdin? Nasıl bir hayatın vardı?

Normal bir hayatım vardı. Annemle babam ben çok küçükken ayrıldı. Ben babamla beraber yaşamaya devam ettim. Okula gittim ve sürekli futbol oynadım. Normal bir çocuk ne yapıyorsa ben de onları yaptım. Okul çıkışlarında en büyük keyfimiz mahallede futbol oynamaktı.

Doğduğun yer nasıl bir yerdi? Orada nasıl bir yaşam var?

Benim doğduğum şehir Hatay gibi 1 milyon nüfuslu, küçük bir şehir. Çok zengin insanlar yoktu şehrimde. Afrika hayatını zaten az-çok biliyorsunuzdur. Standart komşular, arkadaşlar, aileler vardı. Yaşamımız çok güzeldi. Herkes gerçekten çok mutluydu. Ama tabiî çok üst düzey bir yaşantımız yoktu.

Sendeki futbol yeteneğini ilk kim keşfetti?

Okula başladığımda zaten futbol oynuyordum. Liseye başladığımda da okul takımına katıldım. Performansım çok iyiydi. Herkes beni çok beğeniyordu. Özellikle lisedeki öğretmenim performansımdan çok mutluydu. Beni bir kulübe yönlendirdi. Lise takımındaki öğretmenim, beni keşfeden ilk kişiydi. Kendisine çok teşekkür ediyorum.

Ulaşabildiğim kayıtlarda futbola FC Ebedei’de başladığını görüyorum. Orada nasıl bir eğitim aldın?

Lise döneminde kulüpte oynarken beni Samuel adında bir beyefendi takip ediyormuş. Bir gün futbolcu seçmeleri oldu. 400 kişi katıldık. Bay Samuel aralarından sadece beni seçti. FC Ebedei’nin büyük bir takım olduğunu biliyordum. Gençlerin önünü açan ve transferlere önem veren bir kulüptü. Bunu duyunca çok mutlu oldum. Bay Samuel’in sayesinde liseden mezun olduktan sonra bu takımı kabul ettim. Üniversiteye gitme planım vardı ama Bay Samuel’in teklifi benim için çok cazipti. Bu teklifi geri çeviremedim ve üniversite yerine FC Ebedei’ye gittim. Futbol hayatım da böyle başladı.

2014 yılında FC Ebedei’den Danimarka takımı Midtjylland’a transfer olduğunu görüyorum. Nijerya’dan çok farklı bir ülke olan Danimarka’ya yolculuğun nasıl gelişti? Çok küçük yaşta bu kararı nasıl aldın? Transfer hikâyeni ve yaşadıklarını anlatabilir misin?

FC Ebedei’nin, Midtjylland takımı ile çok iyi bağlantıları vardı. Sürekli oraya oyuncu gönderiyorlardı. Midtjylland takımı yetkilileri gelip beni izlemişler. Bana teklifte bulundular. Ben de çok heyecanlandım ve hemen kabul ettim. İlk gittiğimde her şey çok farklıydı. Nijerya’ya göre Danimarka çok daha sessiz bir yerdi. Çok rahattım bu sebeple. Ama bir yandan da çok soğuktu. Özellikle kış dönemlerinde çok sıkıntı çektim. Kardeşlerim benden önce Danimarka’ya gitmiş ve nerede yaşayacağımı, nasıl bir hayatım olacağını gözlemlemişti. Tüm ayarlamaları yaptılar. İlk zamanlar biraz zordu ancak sonra alıştım ve bu kararı aldığım için de çok mutluyum.

Altyapı eğitimine Midtjylland’da devam ettiğini görüyorum ve sonrasında 2015-2016 sezonunda sadece 1 maçta, 5 dakika oynuyorsun. Arada Thisted FC takımına kiralık gidiyorsun ancak bir türlü süre alamıyorsun. Bu iki takımda şans bulamama sebeplerin nelerdi?

Midtjylland’da fazla süre bulamadım. Bunun sebebi çok farklı bir kültürden gelmiş olmamdı. Çünkü yaşadığım ülke ve şartlara göre Danimarka bambaşka bir yerdi. Antrenmanlar bile çok farklıydı ve açıkçası ayak uydurmakta zorlandım. Bunun yanı sıra takımın teknik direktörü de bana o dönemde pek şans vermedi. Thisted FC takımından bana bir teklif vardı. Kulübümle konuştum ve onlara, kiralık olarak gitmek istediğimi çünkü Thisted’de süre alabileceğimi söyledim. Transferim böyle gerçekleşti. Thisted FC’de üç ay oynadım.

2017 yılında Norveç’in FK Jerv takımına kiralık gidiyor ve çıkışa geçiyorsun. FK Jerv günlerini nasıl anlatırsın?

Kiralık olarak gittiğim Thisted’den Midtjylland’a geri döndüğümde hocaların bana güvenmediğini gördüm. Bunun üzerine kendileriyle konuştum ve “Süre almayacaksam burada durmayayım” dedim. Bunun üzerine FK Jerv takımına transfer oldum. Şansıma oradaki hocamla çok iyi bir bağ kurdum. Sürekli forma şansı buldum. Kendime olan güvenim yerine geldi. Takım arkadaşlarım bana çok güvendi. Bu durum beni yükselişe geçirdi. Burada oynadığım süre içerisinde kendimi çok iyi gösterme fırsatı buldum.

Bir sonraki sezonu yine Norveç’in Haugesund takımında kiralık olarak geçiriyorsun. Orada da istikrarın sürüyor ve bu kez 30 lig, üç Norveç Kupası maçında forma giyiyorsun. 2018 yılını nasıl hatırlıyorsun?

Haugesund’a transfer olmadan önce takımın teknik direktörü benimle konuştu ve bana güvendiğini söyledi. Oynadığım futbolu beğendiğini, tarzımın çok hoş olduğunu ifade etti. Aynı FK Jerv’de olduğu gibi Haugesund takımında da çok iyi karşılandım. Yine aynı şekilde takım arkadaşlarım bana güvendi. Ben de onlara güvendim. Hocanın tutumu da özgüvenimi yukarı çıkardı. Bütün lig maçlarında oynadım. Asist ve gollerimle skora katkı yaptım. Kendimi çok iyi geliştirdim. Burada da çok iyi bir sezon geçirdim. Kulüpteki hocalarla futbolcuların arasındaki ilişki her zaman belirleyicidir, çok önemlidir. FK Jerv’de de Haugesund’da da hocalarım bana güvendi. Bana forma şansı verdiler. Ben de onları mahcup etmeyerek bu şansı en iyi şekilde değerlendirdiğimi düşünüyorum.

Genç bir oyuncu olarak iki sezonluk sıkı performansın, seni Norveç’in ünlü takımı Rosenborg’a taşıyor. 2019 yılında 21 lig, üç Norveç Kupası maçında forma giyiyorsun. Bir sonraki sezon sekiz Avrupa Şampiyonlar Ligi, üç de UEFA Avrupa Ligi tecrübesi yaşıyorsun. Rosenborg’daki performansını nasıl anlatırsın?

Daha önce Haugesund’da beraber çalıştığım hocam, Rosenborg’a transfer oldu. Beni de beraberinde götürdü. Rosenborg’da Nicklas Bendtner gibi büyük oyuncularla oynadım. Böylesine iyi oyuncularla oynamak beni daha da geliştirdi. Rosenborg gibi büyük bir takım, benim gelişim sürecimi olumlu yönde çok etkiledi. Şampiyonlar Ligi elemelerinde ve UEFA Avrupa Ligi’nde oynadım. Orada talihsiz bir sakatlık yaşadım. Yeni oyuncular da gelmişti. O sakatlık beni birkaç ay dışarıda bıraktı. Sakatlığımdan sonraki süreç benim için kötü geçti. Ama kendimi en iyi geliştirdiğim, tecrübe kazandığım takım Rosenborg oldu.

Geçen sezonun ikinci yarısını Kıbrıs Rum Kesimi takımı Omonia Nicosia’da geçirdin. Sadece yedi maçta forma şansı buldun. Bu kısa maceranda neler yaşadın?

Rosenborg’da ilginç bir sözleşmem vardı. Para karşılığında Midtjylland takımında oynayabilecektim. Ama ben Rosenborg’da oynadıktan sonra bunu istemedim. Kötü zamanlar geçirdim. Midtjylland’a geri döndüğümde hocanın bana güvenmediğini anladım. Rosenborg’dan sonra daha yukarıya tırmanacağımı düşünürken tekrar Midtjylland’a gitmek istemedim. Bana güvenmeyen bir hocayla yoluma devam etmek istemedim ve Omonia’ya transferim gerçekleşti. Orada da kısa bir süre oynadım.

28 Eylül 2020 tarihinde Atakaş Hatayspor’a kiralık olarak imza attın. Bu sezon sonuna kadar da sözleşmen var. Öncelikle Hatayspor’a transferin nasıl gerçekleşti?

2019 sezonu benim için gerçekten çok kötü geçti. Midtjylland’da kalmak istemediğimi hem menajerime hem de oradaki teknik heyete bildirdim. Akabinde 2019’da Göztepe’den teklif aldım. Türkiye’de oynayabileceğimi düşündüm. Göztepe ile birlikte dört-beş takımdan teklif gelmişti Midtjylland’a… Ama onlar beni bazı nedenlerden ötürü göndermek istemedi. Ben de menajerimle konuşarak Midtjylland’da kalmak istemediğimi, kendimi orada özgüvenli hissetmediğimi, hocaların bana güvenmediğini söyledim. 2020’nin Ağustos ayında Ömer Erdoğan Hocam benimle irtibata geçti ve konuştu. Ömer Erdoğan’ın bana olan tavrı, yaklaşımı, transfer söylemlerindeki sözleri, nasıl bir oyun istediğini net şekilde anlatması, nasıl bir hedefinin olduğunu açıklaması çok hoşuma gitti. Ona “Hayır” diyemedim. “Bekleyelim, bakalım. Diğer kulüplerle de konuşalım” dedim. Ama Ömer Hocanın yaklaşımından çok memnun kaldım. Ağustos ayında Göztepe yine beni istedi. Polonya’dan da teklifler geldi. Ağustos ayının sonunda Ömer Hocayla tekrar görüştüm. Bana hedeflerini, önceliklerini, gelişim sürecimin nasıl ilerleyeceğini anlattı. Bunun sonucunda da seçimimi Hatayspor’dan yana yaptım ve Türkiye’ye geldim.

İlginç bir durum daha var. Nijerya’dan ilk çıktığında transfer olduğun FC Midtjylland takımından bonservisinin hiç çıkmadığını görüyoruz. Halen de o takımın oyuncususun. FC Midtjylland neden seni her sene kiralıyor?

Bonservisimi almak için bazı takımlardan teklif geldi ama Midtjylland takımı parasal anlamda anlaşamadı. Beni bu yüzden serbest bırakmadılar. Ben hiçbir suretle Midtjylland’a geri dönmek istemiyorum. Orada bana güvenmiyorlar çünkü. Yedek kalmak istemiyorum. Midtjylland ise diğer takımlarla bir türlü bonservis konusunda anlaşamadığı için halen oranın oyuncusuyum ve Hatayspor’da kiralık oynuyorum.

Buraya gelmeden önce Türkiye hakkında neler biliyor ve düşünüyordun? Geldikten sonra nasıl bir Türkiye ile karşılaştın?

Bundan beş yıl önce Alanya’ya gelmiştim. Oradaki manzarayı, havayı, denizi ve Türk yemeklerini çok beğendim. Hatay’a gelince buranın çok farklı olduğunu gördüm. Alanya biraz daha turistik. Hatay ise küçük bir yer. Bu durumu önce tuhaf karşıladım. Ama kulüp çalışanları, takım arkadaşlarım, herkes bana çok iyi yaklaştı. Şehirdeki insanlar beni gördüğünde İngilizce bilmeseler dahi benimle konuşmak istiyorlar. Bu da benim özgüvenimi arttırdı. Burada olduğum için çok mutluyum. Yemekleri çok iyi Hatay’ın…

Özellikle Norveç Ligi’nde hep istikrarlı bir oyuncu olduğunu görüyoruz ve bu istikrarını Atakaş Hatayspor’da da sürdürüyorsun. Bu sezonki bireysel performansını değerlendirir misin?

Öncelikle bu seneki performansımdan çok mutluyum. Buraya geldiğimde hocam bana güvendi. Nasıl oynamam gerektiğini bana anlattı. Bu konuşmalar sonucunda kendime güvenim çok arttı. Hatayspor ilk kez Süper Lig’de mücadele ediyor. Bugüne kadar iyi şeyler yaptık. Ligde de iyi sıradayız, başarılıyız ama bu her şey demek değildir. Kendimizi daha da geliştirip, daha iyi yerlere gelmek istiyoruz. Performansımızı geliştirmeliyiz. Takım arkadaşım, hocalarım, çalışanlar çok iyi. Herkesin aynı hedefte buluşması, hepimizin performansına yansıyor. Bu birlik ve beraberlik içerisinde devam edersek daha güzel şeyleri başaracağız. Burada mutluyum.

Lige yeni yükselen takımlar ilk sezonlarında genellikle biraz bocalar. Ama Atakaş Hatayspor’un gerçekten de etkileyici bir performansı var. Bu işin sırrı nedir? Bu arada “Maşallah” diyelim…

Ben de “Maşallah” diyerek başlamak istiyorum. Buraya geldiğimde Ömer Hocamın ve yardımcılarının nasıl oynamak istediğini bana anlatması aslında bugünümüzü açıklıyor. Futbolcularla Ömer Hocanın çok iyi bir ilişkisi var. Hepimize arkadaş gibi yaklaşıyor. Bu da bizim performansımızı yukarı çekiyor. Futbolcularla bire bir konuşup, ne için savaşmamız, neler yapmamız gerektiğini, eksiklerin ve doğruların neler olduğunu anlatması bize güven veriyor. Oynayan ve oynamayan bütün futbolculara aynı şeyi yapıyor. Bütün futbolcularla hocalar arkadaş gibi. Oyuncular arasında ayrım yok. Bunun yanı sıra aslında bir takım değiliz, biz bir aileyiz. Saha içinde de saha dışında da hep beraber vakit geçiriyoruz. Oyunlar oynuyoruz. Sohbet ediyoruz. Sadece futbol değil başka şeyleri de konuşuyoruz. Aile ilişkimiz sahaya güzel yansıyor. İşin sırrı bu bence. Sizin de sorduğunuz gibi bazı takımlar yükselince düşme korkusu yaşar. Ama biz bunu yapmadık ve yapmamalıyız. Şimdi Süper Lig’e geldik ve en iyiyi yapabilmek için odaklandık. İnşallah bu havamız bozulmaz…

Ömer Erdoğan’ın futbolu yeni bırakmış genç bir teknik adam olması, oyuncularla daha sağlıklı bir iletişim kurmasını sağlıyor olmalı. Peki, onu nasıl bir teknik direktör olarak tanımlarsın?

Ömer Erdoğan genç olabilir ama saha içinde ve dışında nasıl savaşmamız gerektiğini çok iyi biliyor. Bunu da bize çok iyi anlatıyor. Böyle bir teknik direktör, böyle kaliteli oyuncular ve böyle iyi bir takımla oynamak benim için onurdur. Ömer Erdoğan şu an genç olabilir ama ileride inşallah Real Madrid, Manchester United gibi büyük takımlarda görev yapabilir. Takımdaki oyuncularla çok iyi ilişkisi, her türlü teknik analiz ve detaya girmesi, futbolcularla bire bir konuşması ve bu konuşmaları aile sohbeti içerisinde gerçekleştirmesi bence başarılı olmasının anahtarı. Bu çok önemli bir nokta… İnşallah Ömer Hocayı çok iyi yerlerde göreceğiz.

Hatayspor ilk on birinde yabancı oyuncuların fazla olduğu bir kulüp. Takımda ağırlıklı olarak hangi dil konuşuluyor? Türk oyuncularla iletişiminiz nasıl?

Evet, takımda genelde oynayan oyuncular yabancı. Biz de İngilizce konuşuyoruz genellikle. Türk oyuncular da beni ilk geldiğimde çok güzel karşıladı. Bazıları İngilizce bilmiyor ama buna rağmen çok iyi iletişimimiz var. Birbirimizle sohbet ediyoruz. Birbirimizi anlamaya çalışıyoruz. Bunun yanı sıra İbrahim ve Kemal gibi tercümanlar da bize yardımcı oluyor. Birbirimizle bu şekilde anlaşıyoruz. Bazı konularda dil olarak anlaşamasak da aile olduğumuz için çok iyi anlıyoruz birbirimizi… İletişimde de herhangi bir sıkıntı yok. Türk oyuncular ilk günden beri yabancı oyunculara çok samimi davranıyor. Böyle bir aile ile oynamak beni çok mutlu ediyor.

Nijerya, Danimarka, Norveç ve Kıbrıs Rum Kesimi’ne baktığın zaman Türkiye Süper Ligi’nin ne gibi farkları var?

Danimarka ve Norveç ligleri birbirine benziyor. Benzer futbol oynanıyor. Fiziğe ve güce dayalı bir oyun var. Sürekli uzun toplarla oynuyorlar. Bazen bu benim için avantaj olabiliyor. Çünkü ben de hızlı bir oyuncuyum kanatta. Ama Türkiye’de ve Hatay’da oynadığımız futbol çok daha farklı. Topun daha çok yerde kalmasını istiyoruz. Daha çok pas yapıyoruz. Daha çok topla oynuyor ve topun bizde kalmasını istiyoruz. Teknik olarak ayrıntı daha fazla. Bu yüzden Norveç, Danimarka, Nijerya gibi diğer liglerle Türkiye’nin çok fazla farkı var. Burada lig çok daha kaliteli. Türkiye’de çok ünlü oyuncular oynuyor. Büyük isimler var. Bence Türkiye Ligi, diğer büyük ligler kadar kaliteli. Arada çok büyük bir fark yok bence…

Ligimizde seni en çok zorlayan oyuncular kimler?

Türkiye’de oynadığım süre boyunca beni en çok zorlayan oyunculardan birisi Galatasaray’ın defans oyuncusu Christian Luyindama… Çok hızlı bir oyuncu değil ama çok iyi zamanlaması var. Açık vermiyor. Başka oyuncular da beni zorluyor ama ilk aklıma gelen Luyindama…

Ligimizde hangi oyuncuları, hangi özellikleriyle beğeniyorsun?

Bu ligde diğer takım oyuncularından daha çok kendi takım arkadaşlarımı beğeniyorum. Takım arkadaşlarımın hepsi çok kaliteli oyuncular. İdmanlar ve maç sırasında bu kaliteyi gösteriyorlar. Bunun haricinde Fenerbahçe’de oynayan Mesut Özil’e hayranım. Çünkü onu izleyerek büyüdüm.

Takım arkadaşın Boupendza’nın etkili performansını sen nasıl yorumlarsın? Bugüne kadar adı pek duyulmamış bir oyuncu olarak ligimizdeki bu müthiş çıkışını nasıl açıklamak gerekir?

Kendisi gerçekten çok iyi bir oyuncu ve muhteşem bir performans sergiliyor. Saha içerisinde çok etkili. En büyük şansı bu takımda oynaması ve takım arkadaşlarının ona olan güveni. Kendisi bu güveni boşa çıkarmadı. Attığı gollerle ve yaptığı işlerle kendisini kanıtlıyor.

Hatayspor’un forvetinde Mame Diouf gibi kariyerli ve tecrübeli bir oyuncuyla birlikte oynuyorsunuz. Bize Diouf’u nasıl anlatırsın? Takım arkadaşlarına tecrübesi ve bilgisiyle neler katıyor?

Daha önce de Mame Diouf gibi kariyerli oyuncularla oynadım. Ama Diouf gerçekten takım arkadaşlarına çok iyi yaklaşıyor. Sahadaki duruşu, idmanlardaki duruşu çok profesyonel. Kariyerini arkadaşlarıyla paylaşıyor. Bütün pozisyonları, bütün olayları bizle paylaşıyor. “Ben Diouf’um” diye çıkmıyor sahaya. Her şeyini paylaşıyor. Onu sahada gördüğüm zaman özgüvenim artıyor. Onun idmanlardaki yaklaşımını, çalışmasını gördükten sonra herkesin özgüveni artıyor. Saha dışında da bizimle ilgileniyor. Bazı organizasyonlar düzenliyor ve bizi motive ediyor. İleride ne olur bilmiyorum ama Diouf ile uzun süre oynamak isterim.

Hatayspor’la kiralık olarak sözleşmen var. Genç bir oyuncusun ve oldukça başarılısın. Medyada hakkında transfer söylentileri de yayınlanıyor. Yeni sezon için kendine nasıl bir yol çizeceksin?

Bildiğim tek bir şey var; Midtjylland’a geri dönmeyeceğim ve orada oynamayacağım. Onlara bonservisimi başka takımlara satmaları gerektiğini söyledim. Çünkü gerçekten Midtjylland’da oynamak istemiyorum. Ne olacak bilemiyorum. Bunu yazın göreceğiz.

Futbolculuk kariyerinde artık kendini dünyaya yavaş yavaş kabul ettirme dönemine geldin. Akintola’nın hayalleri nedir? Gelmek istediği seviyeler, yerler, takımlar nereleridir? Hayallerini anlatır mısın bize?

Küçükken Manchester United’da Ronaldo’yu izleyerek büyüdüm. Onunla tanışmayı çok isterim. Benim de bir hayalim var. Real Madrid gibi, PSG gibi, Manchester United gibi büyük takımlarda oynamayı çok isterim. Böyle bir takımda oynamak en büyük hayalim. Ama tabiî halen genç bir oyuncu sayılırım. Kanıtlamam gereken çok şey var. Bu hayallerime kavuşmak için elimden gelen her şeyi yapacağım.

Futbola birlikte başladığın arkadaşlarının büyük bir kısmı futbolcu olamazken sen bugün önemli bir ligde oynuyor ve başarılı bir performans sergiliyorsun. Bu durumu neye borçlu olduğunu düşünüyorsun?

Futbola başladığımda birlikte oynadığım arkadaşlarımın hiçbirisi şu an futbolla ilgilenmiyor bile. Allah’a şükürler olsun bana şans verdi. Ben de bu şansı sürekli çalışarak, sürekli kendimi geliştirerek değerlendirdim. Basamakları aşarak bu seviyeye geldim. Daha çok yapmam gereken şey var. Umarım performansım bu şekilde devam eder ve daha da yukarı çıkarım. Önüme çıkan şansı çok iyi değerlendirdim.

Millî takım konusunda herhangi bir bilgiye ulaşamadım. Nijerya Millî Takımı’ndan sana herhangi bir yaş grubunda teklif gelmedi mi?

Nijerya Millî Takımı’ndan herhangi bir teklif gelmedi. Nijerya Millî Takımı’nda oynamak çok zordur. Senin ne kadar iyi oynadığına ya da nasıl oynadığına bakmıyorlar. Federasyonda kimi tanıyorsan ya da büyük isimlerden kimi tanıyorsan ona bakıyorlar. Eğer araştırırsanız kulübünde oynamayan oyuncuları millî takıma çağırdıklarını görürsünüz. Ama bizim gibi oyuncuları çağırmıyorlar. Tabiî ki ülkemin millî takımında oynamaktan gurur duyarım. İnşallah böyle bir şans gelir ve beni çağırırlar da Nijerya için elimden geleni yapabilirim.

Farklı bir ülkenin millî takımından teklif gelse kabul eder misin?

Başka bir millî takımdan teklif gelirse kesinlikle giderim. Nasıl ki Hatay’a geliş sürecimdeki gibi hoca beni arayıp onurlandırdıysa, aynı yaklaşım olursa kabul ederim tabiî ki… Başka bir ülke millî takımı bana bu şekilde yaklaşır da oynamamı isterse, seve seve giderim.

Türk Millî Takımı’nı takip ediyor musun? Millî Takımımızı nasıl buluyorsun? Orada beğendiğin oyuncular kimler?

Türk Millî Takımı çok iyi bir takım. Avrupa’da daha önce de izledim. Avrupa elemelerinde oynadığı zaman Türkiye’yi takip ettim. Emre Mor ile Danimarka’da karşılıklı oynadım. Nuri Şahin gibi, Arda Turan gibi büyük futbolcuları tanıyor ve takip ediyorum. Türk Millî Takımı çok iyi oyunculardan kurulu bir takım.

Hatay’da nasıl bir hayatın var? Boş zamanların nasıl geçiyor?

Pandemiden dolayı yapılacak çok bir şey yok. Hatay da küçük bir şehir. Hatay’ın dağlık taraflarına gittim. Manzaralı yerlere gittim, hikayesi olan yerleri gezdim, şehri gözlemledim. Antakya’nın eski sokakları var. Orada güzel restoranlar var. Bazen açılıyor. Orada yemek yiyoruz. Hatay’daki insanların bizi sevdiklerini hissediyoruz. Bize sevgiyle yaklaşıyorlar.

Hatay mutfağıyla da ünlü bir şehir. Sen hangi yemekleri beğeniyorsun?

Künefeye bayılıyorum. Burada yediğim yemekler çok muhteşem. Belki hayatımdaki en güzel yemekleri burada yedim. Gerçekten… Ama künefeyi ayrı tutuyorum. Diğer yemeklerin isimlerini bilmesem de hepsini çok seviyorum. Hatay mutfağı inanılmaz derecede güzel…

Hobilerin ve fobilerin nedir?

Müzik dinlemeyi çok seviyorum. Beni çok rahatlatıyor. FIFA oynamayı çok seviyorum. Arkadaşlarımla vakit geçirmek hoşuma gidiyor. Masa tenisi ve bilardo oynuyorum. Evimizde var. Takım arkadaşlarımla sürekli masa tenisi ve bilardo oynuyoruz. Fobim ise su diyebilirim. Çünkü yüzmeyi bilmiyorum. Suya düşmekten korkarım. Takım arkadaşlarımla oyun oynadığım zaman kaybettiğimde benimle çok uğraşıyorlar. Bu durumdan da nefret ediyorum.

Bizim unuttuğumuz; senin eklemek istediğin bir şey var mı?

Benimle röportaj yapmak istediğiniz ve derginizde yer verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Sorduğunuz sorular çok etkileyici ve güzel sorulardı. Bu soruları cevaplarken gerçekten çok güzel zaman geçirdim. Teşekkür ediyorum. (Türkçe) Teşekkürler…

Etiketler
İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı